Asit yağmurlarının tarihi eserlere etkisi, azımsanamayacak kadar büyüktür. Tüm çevreyi etkileyen asit yağmurları elbette tarihi eserler üzerinde de bazı etkilere sahiptir. Özellikle asit yağmurlarının içerisinde bulunan nitrik ve sülfürik asitlerin tarihi eserlerde bulunan kalkerli taşları deforme ederek taşların kimyasal yapılarının bozulmasına neden olduklarını görebilmek mümkündür. Bu durum tarihi eserlerin daha erken zamanlarda yıpranması ve yok olması anlamlarına gelmektedir.
Asit Yağmurları Tarihi Eserlere Nasıl Etki Eder?
Özellikle sanayileşmiş ülkelerdeki kömür ve fueloil kullanımıyla oluşan sülfürik ve egzoz gazından oluşan nitrik asitlerde aynı etkinin görüldüğünü görebiliriz. Bu durum bu ülkelerde ve bunların yakınlarında bulunan ülkelerde tarihi eserlerin çok daha kısa süre içerisinde deforme olması anlamına gelir. Bu bakımdan yüzyıllarca ayakta olmasına rağmen sanayileşmeyle birlikte tarihi eserlerin çok daha kısa sürede deforme olduğunu görebilmek mümkündür.
Asit yağmurlarının asidik yapıya sahip olmaları toprağı ve kayaları nasıl etkileyebiliyorsa, tarihi eserleri de etkileyebiliyor. İnsan sağlığı içinde zararlı olan asit yağmurlarının tarihi eserlere etkisi tarihi binalarda da rahatlıkla gözlemlenebilir. Dünya geneline bakıldığında özellikle son 20 yılda tarihi binaların gördüğü zararın son 2000 yılda gördüğü zarara nazaran daha fazla tahribata uğradığını görebiliriz. Başta Efes gibi tarihi kentlerde bu durumun daha vahim olduğunu görebiliyoruz.
Tarihi Eserler Asit Yağmurlarının Etkilerinden Nasıl Korunabilir?
Asit yağmurlarının tarihi eserlere zarar vermesini önleyebilmek için asit yağmurlarının önüne geçebilmek gerekir. Sadece tarihi eserlere değil tüm çevreye zararı olan asit yağmurlarından korunabilmek için oluşumuna neden olan zeminin kaldırılması gerekir. Bunu yapabilmek için köklü bir korunma gerçekleşmesi günümüz şartlarında pek mümkün olmasa da azalması için bazı tedbirler alınabilir. Bu tedbirleri de şu şekilde sıralayabiliriz:
Kömür sobalarından vazgeçmek gerekir, kömürün havaya yaydığı karbonmonoksit su buharı ile karşılaştığında tepkime sonucu sülfürik asit ve nitrik asit olarak asit damlaları oluşturacağından özellikle tarihi binaların bundan etkilenmesi kaçınılmazdır.
Araçların bakımları zamanında yapılmalı: egzoz borusunda biriken zararlı gazlardan oluşan kalıntılar havaya karıştıklarında asit yağmurlarına sebep olur.
Yakıtlarda bulunan kükürt oranının azaltılması gerekir.
İnsanları alternatif enerji kaynakları olan güneş enerjisi gibi sağlıklı kaynaklara yönlendirmek gerekir.
Kışın yaprak döken bitkiler ekerek hava kirliliğinin önüne geçilmeli.